Hüsnü Hat Sanatını Çelik Uçlu Kalemler İle Bakır Üzerine İşliyor

Erzincanlı usta Hüsnü Hat sanatını çelik uçlu kalemler ile bakır üzerine işliyor.

Makine kullanmadan çelik uçlu kalemlerle bakırın üzerine hüsnühat sanatını işleyen Oğuz Özlok birbirinden güzel çalışmalara imza atıyor.
Erzincan’da bir bakır işlemecisi yıllar öncesi öğrendiği bakır işleme sanatını, Hüsnü Hat Sanatı ile birleştirerek bir birinden güzel çalışmalar ortaya çıkarıyor. Bir alış veriş merkezinde oluşturduğu mini atölyede daha önce katıldığı kurslarda öğrendiği hüsnü hat sanatının inceliğini bakır tabaklara işleyerek sanatını icra ediyor.
Gençliğinde öğrendiği bakır işlemecilik sanatını, Hüsnü Hat Kurslarına katılarak hat sanatını öğrenen Oğuz Özlok, Erzincan’da bir alış veriş merkezinin koridorunda açtığı mini atölyesi ile her iki sanatını bakır tabaklarla buluşturuyor. Amacının, Erzincan’da unutulmaya yüz tutan bakır işlemeciliğini canlandırarak, bunu hüsnü hat sanatı ile birleştirmek olduğunu ifade eden Özlok, Hüsnü Hat eserlerini bakır tabaklara işleyerek bakır işleme sanatına yeni bir akım kazandırdı.
Oğuz Özlok, ilk etapta Kur’an-ı Kerim harflerini bakır tabaklara hüsnü hat sanatını kullanarak işliyor. İlk önce hazırladığı şablonları bakır tabağa kopyalayan Özlok, daha sonra bakır işleme sanatının inceliklerini kullanarak birbirinden güzel eserler ortaya çıkarıyor. Özlok, bakır işleme sanatının yeniden şehirde canlanması için çalışmalarına devam edeceğini söyledi.
Oğuz Özlok: “Bakır işlemeciliğine çocukluk yıllarımda başlamıştım. Okul harçlığımı bakır işlemeciliği işinden çıkarıyordum. Zaten bizim yaş gurubunda Erzincan’da bu işle iştigal eden çok arkadaşımız var. Sonra uzun yıllar Hüsnü Hat çalıştım. Hüsnü Hat’ı bakır ile birleştireyim dedim. Bakır’da Hüsnü Hat fikri aklıma geldi. Görmüş olduğunuz gibi bu eserlerin şablonlarını çıkararak bakır tabak veya sinilerin üzerine el işlemeciliği ile bu eserleri meydana getiriyoruz. Halkımızda bu işte bize destek oluyor. Devam etmeye çalışıyoruz. Benim ki el işçiliği olduğu için ben eski usul çalışıyorum. Makine sokmuyorum. Bir iki günümü alıyor. Düşünce tarzı, nasıl bir şablon ortaya çıkaracağız, onu nasıl işleyeceğiz, içini nasıl dolduracağız, renklendirmeyi nasıl yapacağız. Mesela burada ki renklendirme de ebru sanatı ile ilgilendim ben ebru da çalıştım. Bakır da ebru’yu da yapayım dedim. Fakat istediğimiz mana da ebru tam oluşmadı. Onu da renkli boyalarla ebru yapıyormuş gibi bakır da ebru ve hüsnü hat’ı da buluşturdum. Aslında insanlar ilk etap da çok değişik karşıladılar. Çok ilginç geldi. Bana da ilginç geldi. Mesela ilk defa böyle bir şey için yola çıkıyoruz. Fakat çok güzel tepkiler oluştu. Marifet iltifata tabiidir. Halkımızın da bizleri bu konuda desteklemesi bizi daha farklı pencereler açmaya götürdü. Daha değişik ürünler, daha değişik eserler ortaya çıkarmaya gayret ediyoruz. Aslında sanat bakır işlemeciliğinde bir yerde geldi tıkandı. Bunu tam manasıyla farklı mecralara taşıyabilmemiz için herkes gibi ben de kafa yordum. Ben bu çıkış yolunu bunda buldum. Arkadaşlarım bakıyorum mesela bakır da hüsnü hat’ı diğer arkadaşlarımda yavaş yavaş işlemeye başladılar. Dükkanların da sergiliyorlar. İnşallah onlarda bu işten para kazanır. Biz de yolumuza böyle devam ederiz. Mesela Elif Vav. Görmüş olduğunuz gibi standımda Elif Vav hüsnü hat yazısı çok fazla var. Elif kainatın anahtarıdır. Elif uluhiyettir. Elif ehadiyettir. Lafzı İlahi. Allah’ın ismi Elif ile başlar. Vav yaratılıştır. Vav kainattır. Vav kulun Rabbi karşısında ki eğilmesini ve kulluğunu simgeler. Hiçbir harfin karşısında eğilmem diyen Vav Elif’i görünce eğilir. Görmüş olduğunuz lale figürleri bütün eserlerimde de mevcuttur. Lale Allah ve Hilal kelimeleri ebcet hesabında 66’ya tekabül eder. Bunun için atalarımız evvelden camileri ve evleri lale figürü ile süslemişlerdir. Her tarafa Allah’ın ismini nakşetmişlerdir. / Bayrağımız da ki hilal de Allah’ı temsil eder. Mesela bu hatta da La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah, yazar. Yıldız da da Bismillahirrahmanirrahim, yazar. Hem Kelime’i Tevhid hem de bayrağımızın simgesi. Eksik etmediğim devamlı suretle bulundurduğum Esmail Hüsna’dan Ya Hafız Ya Allah, eskinin sigortası. Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde Avrupa’dan birkaç şahıs geliyor Sadrazamın yanına. Diyiyorlar ki biz sigortacıyız. Sadrazam soruyor. Sigorta nedir. Ne iş yaparsınız. Diyor ki biz evlerinizi ve işyerlerinizi sigortalayacağız. Her hangi bir sel, yangın felaketinde de bu ücretleri size takdim edeceğiz. Sadrazam diyor ki bizim ev ve işyerlerimizin hepsi sigortalıdır. Nasıl sigortalıdır diyor. Diyor ki hepsinin kapısında Ya Hafız Ya Allah yazar. Çünkü koruyan, gözeten, saklayan Rabbim manasındadır. Her tabağın kendine göre bir hikayesi, her tabağın kendine göre bir değişik sanatı vardır. Burada görmüş olduğunuz bütün tabaklar, bütün eserler değişik hikayeler barındırır” dedi.